Miras Hukuku, ölüm veya gaiplik halinde kişinin mirasının kimlere hangi şartlarda intikal edeceğini düzenleyen hukuk dalıdır. Miras hakkı anayasal bir haktır. Temelini Anayasası 35. Maddesinden alan miras hakkı ile ilgili düzenlemeler, Türk Medeni Kanunu’nun üçüncü kitabında 495 ve 682. maddeleri arasında yer almaktadır.
Miras hukuku, miras bırakan kimsenin ölümü ile sona ermeye, intikal edebilir mallarına ait aktif ve pasifleri ile diğer hukuki ilişkilerin durumunu düzenleyen kuralların tümü olarak tanımlanabilir. Miras Hukuku, Yasal Mirasçılık ve İradi Mirasçılık olmak üzere 2 türü vardır.
Yasal mirasçılar, yasa gereği mirasçı olan kişilerdir. Bunlar çoğunlukla kan hısımı, eş veya evlatlıktır. Atanmış mirasçılar ise miras bırakanın kendi iradesiyle atadığı mirasçıdır. Yasal mirasçılarda zümre sistemi vardır.
İradi olarak bırakılan mirasta miras bırakan terekenin tamamı veya belirli bir oran belirterek bıraktığı mirasın mirasçısı atanmış mirasçıdır. Ama miras bırakan bu şekilde bir oran dahilinde miras bırakmak değil de sadece belirli bir mal bırakmışsa bu daha farklı bir durumdur. Belirli mal bırakılan kişilerde mirasın ölümle hiçbir işleme gerek duymaksızın mirasçıya geçmesi durumu söz konusu değildir.
Günümüzde birçok davada farklı sebeplerden dolayı hak kayıpları yaşanmaktadır. Bunların birçoğunun sebebi ise alanında uzman bir avukatın desteğinin alınmamasından kaynaklanmaktadır. Çünkü avukat davanın genel sürecini pozitif yönde etkilemektedir. Bu yüzden davalarda yapılan en ufak bir hata ise istenmeyen sonuçlar doğurabileceğinden alanında uzman bir avukat desteği alınması taraflar için en uygun seçenek olacaktır.